1 Mayıs 2010 Cumartesi

Hangi Otel de Kalıyorlar?

İsviçre Çin`e savaş ilan etmiş. Bir şekilde Çin'e kadar gelmişler.Haber Çin başbakanına geç ulaşmış.


— Başbakanım İsviçreliler saldırdı.Pekin'e girdiler.


— İsviçre de ne?


— Avrupa’da bir ülke


— Kaç kişi bunlar?


— 5 milyon


— Peki, hangi otelde kalıyorlar?



Doktor

Orta yaşlı bir çift, doktora gitmişler. Adam doktora:


— Sevişirken bizi izler misiniz?


Doktor şaşkın şaşkın bakmış. Demek bir sorunları var. Tıp adamı olarak yardım etmek zorunda. 'Peki' demiş. Çift yatağa uzanmış. Doktor izlemiş ve teşhisi bildirmiş:


— İkiniz de gayet sağlıklısınız. Sevişmeniz fevkalade.


Merak edecek bir şey yok.Viziteniz 100 milyon.Bu da faturanız..Ertesi hafta çift yine gelmiş doktora sevişirken bizi izle diye.Gene izlemiş doktor. Gene sorun yok. Gene vizite 100 milyon.
Her hafta çift randevu alıyor, geliyor, sevişiyor. Parayı ödüyor, çıkıp gidiyor.
Bir türlü bir şey bulamayan doktor sonunda dayanamamış.


— Bana biraz yardımcı olun. Sıkıntınız ne söyleyin?


Adam;


— Herhangi bir sıkıntımız yok. Bir şey bulmanızı da istemiyoruz.Bu kadın evli. Onun evine gidemiyoruz. Ben de evliyim. Benim evime de gidemiyoruz. Hilton geceye 178 dolar istiyor. Sheraton 182 dolar.Buraya ise sadece 100 milyon ödüyoruz.Üstelik SAĞLIK SIGORTAMIZ bu 100 milyonun 85 milyonunu bize fatura karşılığı geri ödüyor.

Anlamlı Sözler &33

Adamın biri evlenecek kadın aradığı ilanını verir. Ertesi gün aynı mesajı ileten yüzlerce mektup alır:

'Benimkini alabilirsin'.


Anonim


Anlamlı Sözler &32

Birinci adam (iftiharla): 'Benim karım bir melek!'


İkinci adam: 'Çok şanslısın, benimki hala yaşıyor'


Anonim

30 Nisan 2010 Cuma

Delil

Adam avukatına giderek, dert yanmış;


— Avukat bey, arkadaşıma 100 milyon borç vermiştim.Borcunu inkar ederek, ödemiyor.


— Elinizde herhangi bir delil, şahit var mı?


— Maalesef yok.


— O zaman size borcu olan 500 milyonu ödemesini istediğiniz bir mektup yazıp, gönderin.


— Ama bana sadece 100 milyon borcu var.


— İyi ya. O da size ''sana sadece 100 milyon borcum vardı.500 milyon nereden çıktı ?'' diye yazacaktır. Aradığımız delil bu...

Anlamlı Sözler &31

Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah'ın zikrine (anılmasına) koşun ve alım satımı bırakın; eğer bilirseniz, o sizin için daha hayırlıdır.

===Cuma / 9===

Anlamlı Sözler &30

Ey insanlar, size bir misal verildi, şimdi ona iyi kulak verin! Haberiniz olsun ki sizin Allah'tan başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar, hepsi onun için bir araya gelseler bile; şayet sinek onlardan birşey kaparsa onu ondan kurtaramazlar; isteyen de güçsüz, istenen de! [Hac 22/73]

İstanbul'u Dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

Önce hafiften bir rüzgar esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyor

Yapraklar ağaçlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda,

Sucuların hiç durmayan çıngırakları

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Kuşlar geçiyor, derken;

Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.

Ağlar çekiliyor dalyanlarda;

Bir kadının suya değiyor ayakları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Serin serin Kapalıçarşı

Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa

Güvercin dolu avlular

Çekiç sesleri geliyor doklardan

Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Başımda eski alemlerin sarhoşluğu

Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;

Dinmiş lodosların uğultusu içinde

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir yosma geçiyor kaldırımdan;

Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.

Bir şey düşüyor elinden yere;

Bir gül olmalı;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;

Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;

Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;

Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından

Kalbinin vuruşundan anlıyorum;

İstanbul'u dinliyorum.



Orhan Veli KANIK

Otuz Beş Yaş

Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,


Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne?

Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?

Ya gözler altındaki mor halkalar?


Neden böyle düşman görünüyorsunuz;

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim:


Nerde o günler, o şevk, o heyecan?

Bu güler yüzlü adam ben değilim

Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;


Hatırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;

Gittikçe artıyor yalnızlığımız


Gökyüzünün başka rengi de varmış!

Geç farkettim taşın sert olduğunu.

Su insanı boğar, ateş yakarmış!

Her doğan günün bir dert olduğunu,


İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!

Her yıl biraz daha benimsediğim.

Ne dönüp duruyor havada kuşlar?


Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?

Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.

N'eylesin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak


Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak.

Taht misali o musalla tasında.



Cahit Sıtkı TARANCI

25 Nisan 2010 Pazar

Karikatürlerle Hayat &22

Karikatürlerle Hayat &21

Memleket İsterim

Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.



Memleket isterim

Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.



Memleket isterim

Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.



Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikayet ölümden olsun.



Cahit Sıtkı TARANCI

Related Posts with Thumbnails

Yorumda Bırak



><