Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.
27 Mart 2010 Cumartesi
26 Mart 2010 Cuma
Prison Break 2.Sezon
2. Sezonun Özeti:
Bu sezon kahramanların kaçtıktan sonra yaşadıklarını konu edinir. Mahkumlar hapisten başarılı bir şekilde kaçarlar ve hepsi Charles Westmoreland'in Tooele Utah'da gömdüğü 5 milyon doların peşine düşer. Ancak onları, FBI ajanı Alexander Mahone (William Fichtner) takip etmektedir.
Serinin yaratıcısı Paul Scheuring, ikinci sezonu, başrollerinde Harrison Ford ve Tommy Lee Jones'un yer aldığı Kaçak filminin sekiz firarili hali olarak tanımlıyor ve yine bir cezaevi firarını konu edinen Büyük Kaçış filminin ikinci yarısına benzetiyor. Kaçakların her biri kendi amaçlarını gerçekleştirmek için Birleşik Devletler'in çeşitli bölgelerine yolculuk ederken, hemen bir adım peşlerinden takip eden kanun koruyucuları ve ödül avcıları ise hepsinin işini zora sokuyor. Lincoln Burrows'a kurulan komplonun sahibi 'Şirket' (The Company) ise bu sezonda daha aktif ve amacı firari Lincoln Burrows'un infazını bir an evvel gerçekleştirmek..
Yorumum:Bu sezon 22 bölümden oluşmaktadır.Bu sezonun ilk başları çok güzeldi ama daha sonra bozulmaya başladı.Abruzzi'nin ölümü belki böyle düşünme neden olabilir ama konu birden çok saçma olmuştu.Neyse 3 sene önce izlediğimden dolayı unuttum.Ondan fazla yorum yok.
Anlamlı Sözler &21
Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işler bozulur.
Hz. Ebubekir
Başkası Vurmuştur
85 yaşında bir adam doğum odasının kapısında beklemektedir. Doğum odasından çıkan hekim
şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
-"İçeride doğum yapan kadın yakınınız mı?"
-"Evet, eşim."
-"Ama bayan 25 yaşlarında..."
-"Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
-"Yoo, aklıma benim dedem geldi de."
-"Nesi varmış dedenizin?
-"Kendisi av meraklısı idi. Sürekli ava çıkardı.Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı.Birgün ava
çıkacakken onu uyardık ama kendisi ısrar etti ve hazırlandı.E tabi yaşlılık,çıkarken
tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda epey yol yürüdükten sonra bir
geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş
etti. Geyik o anda vurulup yere düştü..."
Yaşlı adam:
-"Olur mu, başkası vurmuştur onu."
Doktor:
-"Ben de onu demeye çalışıyorum işte''
23 Mart 2010 Salı
Kalemimin Karasında
Kağıtlarda kalemimin karasında
Acılarımı döktüğüm şiirlerde değil
Hayatımda yaşa istedim
Vazgeçtim yazmaktan seni
Şiirlerime hapsetmekten
İçime atmaktan
Kağıtlar üzerindeki anlamsız kelimelerden
Vazgeçtim artık
Hep karşıma duvar gibi çıkan
Artık inandığım tek batıla kaptırdım seni
Seni de yazdım sen de gittin
Yıllarca kalacaksın kağıdımda kalemimde
Uykular böleceğim yok yere
Anlamayacak yüreğim anlayamayacak
Niye yazdım diyecek onlarca kez kendine
Niye görmedi gözlerim diyecek
Vazgeçtim yazmaktan artık seni
Kağıdımda kalemimin karasında değil
Başkalarının olmadan başka yüreklere dolmadan
İçimde yaşa istedim
Benim ol benim kal sadece
Vazgeçtim artık seni yazmaktan yüreğime
Gitmişliğine kabullendirdim kalbimi
Benim olmayışına inandırdım yalanlarla
Seni istedi bir gece çığlık çığlığa
Şarap verdim ta boğazına
Sarhoşluklarla boğdum yokluğunu
Seni istedi bir sabah uyandığında yanında
Tıpkı öpücüklerinle uyandığı sabahlar gibi
Sokaklara vurdum bu bedeni
Yeniden gizledim boş bedenler arasında
Ve sonunda yine vazgeçtim yazmaktan seni
Her gece vazgeçtim her sabah yeminler bozdum
Tıpkı her gidişinde gel dediğim gibi
Burhan ÖZKALGAY
21 Mart 2010 Pazar
Bin Muhteşem Güneş
Kitabın Tanıtımı:
Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan’ın Khaled Hosseini’de yaşadığı gibi…
Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı’yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini’nin ikinci romanı. Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden…
Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar…
Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem.
Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla "beklenen" bir roman...
Yorumum:
Gerçektende Khaled Hosseini çok güzel kitap yazmış.Blogu takip edenler bilir.Uçurtma Avcısı'nın filmini izlediğimde bu yorumu yapmıştım ''Filmi süper olan kitabın kendisi müthiştir''. Gerçektende öyleydi.Neyse Bin Muhteşem Güneş'e dönersek başları beklediğim gibi değildi.Beklentimin büyük olması belki bana öyle gelebilir ama kitabı okudukça büyülendim.Kesinlikle kitabı okuyon.Afganistan hakkındada az çok bilgi sahibi olursunuz hem de çok güzel bir kitap okumuş olursunuz.
Yorumda Bırak
><